İstanbul’un Kaybolan Camileri: Eminönü-Kireç İskelesi/Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Mescidi

 
















İstanbul’un Kaybolan Camileri: Eminönü-Kireç İskelesi/Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Mescidi

 

Mescid, İstanbul ili, Fatih İlçesi, Hobyar Mahallesi Yalı Köşkü Caddesi, 18 pafta, 406 ada 3 parselde yer alırdı. 1907’de Rıhtım, İskele düzenlemeleri ve Gümrük binaları inşasında yıktırılmıştır.

 

Hadikatu’l-Cevâmi’e göre Cami Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır.

 












“Bânîsi Ebu’l-Feth Sultan Muhammed Hân’dır. Minberini Sadrâzam Mustafa Paşa vaz’ edüp vazifesini İstanbul gümrüğünden ta’yin eylemişdir ki, Üçüncü def’a sadaretinde Midilli’ye nefy ve anda katl olunup ser-i maktu’u Bâb-ı Hümayun’a vaz’ olundu. Za. 1178

Mahallesi yoktur.

(Ayvansarâyî, Hadîka, Yazma, Topkapı S. K., H.1568; 96b; Hattat Mustafa Râkım Nüshası; İst. Üniv. Mrkz. Kütüp. TY. 8872. 1231: 121b; Mütercim Asım Tashihli Nüsha, İst. Üniv. Mrkz. Kütüphanesi, TY. 8868. 1233/104b; Matbu Nüsha, 1281: 1/241; A. Nezihi Galitekin Yayını, 2001:330)

 

Tahsin Öz’e göre: “Kireç İskelesi Mescidi, Fatih Sultan Mehmed tarafından Eminönünde deniz surları dışında gemicilerle deniz yolcularının sur kapılarının mesdut (kapalı) olduğu zamanlar ibadet etmeleri için yaptırılmış” (Öz, Tahsin, İstanbul Camileri, 1/90)

 

Osmanlı Arşivi’nde yer alan 29 Zilka’de 1172/24 Temmuz 1759 Tarihli, vesika’da ise Mescidin adı “Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Camii” şeklinde yer almaktadır:





 

BOA

C.EV.

92/4573

29/Za/1178

 

İnha

 

Sadaka-i mezbûre ki, vâki’ ise tevcihâtı Gümrük Emîni arz ve i’lâmıyla

Ve arz-ı hâl ile dahi olageldiği mukayyeddir. Fermân, Devletlu, Saâdetlu Sultânım Hazretlerinindir.

 

Fi 26 Za. Sene 1172

Telhis -i Defter-i Hazîne

An-mâl-ı

Mukataa-i Gümrük-i İstanbul

 

Hâfız İbrahim Halil hatîb ve devrhân-ı câmi-i şerîf-i Kuşçubaşı Hüseyin Ağa der Hârici Bâb-ı Bağçe . İşbu

 

Hit’abet    Devrhânlık

 

Vech-i Meşrûh üzre hüddâm defterinde mastûr ve mukayyeddir. Emr u fermân devletlu, saâdetlu sultanım hazretlerinindir

 

Fi 26 Za. Sene 1172

 

 

 

Mucebince, bilâ veled fevti vâki’ ise tevcih olunmak

Buyuruldu.

 

29 Za. Sene 1172

 

Devletlu, Merhametlu, Sultânım Hazretleri Sağ Olsun,

 

Bağçekapu hâricinde Kireç İskelesi ta’bir olunan mahalde Merhûm Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Câmi-i Şerîfinde İstanbul Gümrüğü mukâta’ası malından almak üzere berât-ı âlîşân ile yevmî altı akçe hitâbet ve yine iki akçe vazife ile devrhân olan İbrahim Efendi nâm kimesne bilâ veled fevt olup mahlûl olmağla merâhim-i aliyyelerinden mercûdur ki, bu kullarına tevcih ve ihsân buyurulmak bâbında emr u fermân devletlu, merhametlu sultânım hazretlerinindir.

 

Bende:

Hâfız Ali bin Himmet

 

İzn-i Hümayunum olmuşdur.

 


Arz-ı bende-i bîmikdâr oldur ki,

 

Şevketlu, kerâmetlu, inâyetlu, mehâbetlu, kudretlu Padişahım.

 

Erbâb-ı istihkâkdan Hâfız Alî Halîfe arz-ı hâl sunup İstanbul’da bağçekapusı hâricinde vâki’ Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Câmiinin hitâbeti mahlûle olmağla, mahlûlünden kenduye sadaka buyurulmak bâbında istid’a-yı inâyet etmekle bâlâsı “izn-i hümâyunum olmuşdur” deyu Hatt-ı Hümâyun-ı inâyet-makrûnlarıyla tezyin buyurulmak bâbında emr u fermân şevketlu kerâmetlu inâyetlu mehâbetlu kudretlu padişahımındır.






 

AE. SMST.III

202/15868

13 R. 1173

 

Mahallinde Kaydı Derkenâr

 

Telhis

 

Telhis-i Defter-i Hazîne

 

An-mâl-ı Mukataa-i Gümrük-i İstanbul

 

Hafız Alî ….. Hatîb ve Devrhân-ı Câmi-i Şerifi Kuşçubaşı Hüseyin Ağa der hâric-i Bâb-ı Bağçe der İstanbul

 

 

Vech-i meşrûh üzre harâc defterinde masturdur.

 

Devletlu, Merhametlu Sultanım Hazretleri Sağ Olsun!

 

Bu kulları İstanbul’da Bağçekapusı hâricinde Merhûm Kuşçubaşı Hüseyin Ağa’nın binâ eylediği mescid-i şerifde İstanbul Gümrüğü mukataası malından almak üzere yevmî altı akçe ve yine yevmî iki akçe ile devrhân, mutasarrıf olduğum sekiz akçe vazifemi kndi hüsn-i rızâmla diğer Alî Efendi nâm kimesneye kasr-ı yed ve ferâğ eylediğim ecilden, kasr-ı yedimden merkum kullarına tevcih ve ihsân buyurulmak bâbında fermân-ı âlîleri niyâz olunur. Bâkî, emr u fermân devletlu, merhametlu sultânım hazretlerinindir.

Bende:

Alî bin Himmet

 

İzn-i Hümâyunum Olmuşdur

 

Arz-ı  bende-i bîmikdâr oldur ki, şevketlu, kerâmetlu inâyetlu, mehâbetlu, Kudretlu Padişahım!

 

İstanbul’da Bağçekapusı hâricinde vâkî Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Camiinin hatibi olan Hâfız Ali Halîfe arz-ı hâl sunup kendi hüsn-i rızasıyla hitâbetini erbâb-ı istihkâkdan diğer Ali Halîfe’ye frâgat ve kasr-ı yed etmekle, kasr-ı yedinden sadaka ve ihsân buyurulmak bâbında istid’â-yı inâyet etmekle bâlâsı “İzni Hümâyunum Olmuşdur” deyu Hatt-ı Hümâyun-i inâyet-makrunlarıyla tezyin buyurulmak bâbında emr u ferman şevketlu, kerâmetlu inâyetlu mehâbetlu kudretlu padişahımındır.

 

 





C.EV

113/5647

24/Ra/1219

 

 

 

Kaydı Derkenâr

 

Vâkî olan tevcihâtı arz-ı hâl ile olagelmişdir. Emr u fermân devletlu saâdetlu sultanım hazretlerinindir. Fi 18 Ra. 1219

 

Telhis-i Defter-i Hazîne

 

An-mâl-ı mukataa-i Gümrük-i İstanbul

 

Hâfız Halîf hatîb ve devrhân-ı câmi-i Şerif-i Kuşçubaşı Hüseyin Ağa der hâric-i Bâb-ı Bağçe der İstanbul

Hitâbet   Devrhân

 

Gümrük-i mezbûr malından olmak üzere … yevmî altı akçe ile hitâbet ve iki akçe ile devrhânlık cihetleri mezkûr kimesne üzerinde mastûrdur . Ve… emr u ferman devletlu saâdetlu sultânım hazretlerinindir.

Fi 18 Ra. Sene 1219

 

Ruusdan Muktezâsı Verile

 

Atîk berât kaleminde hıfz olunmak şartıyla kasr-ı yedinden tevcih buyurulmak bâbında fermân-ı âlîleri buyurulur ise …. Emr u ferman devletlu sultânım hazretlerinindir

 

 

Atîk berât kaleminde hıfz kılınmak üzere kasr-ı yedinden tevcih olunmak buyuruldu.

24 Ra. Sene 1219

 

Devletlu İnâyetlu Marhâmetlu Efendim Sultanım Hazretleri Sağ Olsun

 

Arz-ı hâl-ı kulları budur ki,

İstanbul’da Bağçekapusı (Bahçekapı) haricinde mer^hum Kuşçubaşı Hüseyin Ağa’nın binâ ve ihyâ eylediği câmi-i şerifinde mutasarrıf olduğum yevmî altı akçe ile hitâbet ve yevmî iki akçe devrhân mecmu’u yevmî sekiz akçe vazifemi erbâb-ı istihkâkdan Hafız Halil Efendi ibn Mustafa’ya kendi hüsn-i rızâ ve ihtiyârım ile ferâgat ve kasr-ı yed etdiğim ma’lûm-i devletleri soruldukda merâhim-i aliyyelerinden mercûdur ki, yevmî sekiz akçe vazife-i mezkûru mumaileyh Hâfız Halil Efendi ibn Mustafa kullarına tevcih ve müceddeden yedine sened verilmek bâbında emr u fermân devletlu inâyetlu merhametlu efendim sultanım hazretlerinindir.

 

Bende

Hafız Mehmed Halif kulları

 

 

İzn-i Hümâyunum Olmuşdur

 

Arz-ı Bende-i Bîmikdar Oldur ki,

 

Şevketlu Kerâmetlu Mehâbetlu Kudretlu Velîni’metim Efendim Padişahım,

 

İstanbul’da Bağçekapusı hâricinde vâki’ müteveffa Kuşçubaşı Hüseyin Ağa Câmi-i Şerîfinin hatibi olan Mehmed nâm kimesne arz-ı hâl sunup hüsn-i rizâsıyla hitâbetini erbâb-ı istihkâkdan Halil Halife’ye ferâgat ve kasr-ı yed etmeğin, kasr-ı yedinden sadaka buyurulmak bâbında istid’a-yı inâyet etmekle bâlâsı “İzn-i Hümâyunum Olmuşdur” deyu Hatt-ı Hümâyun-ı şevket-makrûnlarıyla tezyin buyurulmak bâbında emr u fermân şevketlu kerâmetlu mehâbetlu kudretlu velîni’metim efendim padişahımındır.

 

Yukarıdaki derc edilen belgelerde Camiin Vazifesinin İstanbul Gümrüğü Mukataasından verildiği kaydedilmiştir. Nitekim Hadikatu'ul-Cevâmi'de de Mescidin vazifesinin, Midilli'de siyaseten katl olunan Sadrazam Maktul Mustafa Paşa tarafından, Mescide minber de konularak, İstanbul Gümrüğünden tayin edildiği belirtilmiştir. Sadrazam Maktul Mustafa Paşa, Sadrazam Çorlulu Ali Paşa'nın kethüdalığından gelmiş olup, vezaret verilmiştir. Sultan I. Mahmud, Sultan III. Osman ve Sultan III. Mustafa devirlerinde üç kez sadrazamlık makamına getirilmiş, nihayetinde Midilli adasına sürgün edilerek, 20 Zilka'de 1178/11 Mayıs 1765 Tarihinde burada katledilmiş, ser-i maktu'u İstanbul'a saraya gönderilmişse de , bilahare tekrar Midilli'ye gönderilerek cesedi yanında defn edilmiştir. Hayrat olarak İstanbul Eyüp- Otakçılarda bir Nakşibendi zâviyesi, Cami ve Çeşme bina etmiştir. (Ayvansarâyi, Vefeyat-ı Salâtin ve Meşâhir-i Rical, Yazma, İstanbul Üniv. Merkez Kütüphanesi Yazmaları, No: TY. 2539, &9b; Haz. Fahri Ç. Derin, İstanbul Ed. Fak. Yayınları, İstanbul, 178, Shf. 74)

 




İhtifalci Mehmed Ziyâ Bey “İstanbul ve Boğaziçi” adlı ünlü eserinde, Kireç İskelesi ve Gümrük Önü Mescitlerinden söz etmekte, her iki Camiin banisi olarak Fatih Sultan Mehmed’i zikretmektedir. Kireç İskelesi Mescidinin yıktırılıp yerinde Mimar Vedat Tek’e Mesadet Han’ın yaptırılmış olduğunu kaydetmektedir:

 




Bahçe kapusı kurbunda Kireç İskelesi, Gümrük Meydanında da Gümrük Önü mescidleri vardı. Her iki mescidin bânisi Cennet-Mekân Ebu’l-Feth sultan Muhammed Hân Hazretleridir. Kireç İskelesi, elyevm Hazîne-i Hassa-i Şâhâne tarafından, Mi’mâr Mehmed Vedat Beğ’e inşâ etdirilen Mes’adet Hanı’nın bulunduğu yerde, Gümrük Önü Mescidi de köprü başında, Serasker-i esbak Rızâ Paşa’nın uhde-i tasarrufunda ve İpekçi Selânikli Kânî Efendi’nin taht-ı isticâırnda bulunan köşedeki büyük mağazanın mevkiinde idi. Bu mescid ahşap ve fevkânî idi. Ve altında tavukçu dükkanı vardı. Burası bilahare Evkâf Nezareti tarafından Serasker-i müşarünileyhe satılarak, yerine şimdiki bina yaptırılmış. Ve göz boyama kabilinden olarak köşesine minareye müşabih bir kule yaptırılmış. Şu kuyudatı tarihiye meydanda dururken, böyle tarihi bir binâyı hedm ve şekl-i âhara taklibe bâdî olanlar elbet tarih nazarında mes’ul ve muâtıb ve hatta menfurdurlar.(Mehmed Ziyâ, İstanbul ve Boğaziçi, Cilt I. Shf. 327)

 











Osmanlı Arşivlerinde yer alan 29 Rebiülahir 1323/3 Temmuz 1905 Tarihli belge grubu ve belgeler içinde yer alan görüntülerini verdiğimiz harita/krokilere göre, İstanbul (Eminönü ve Galata) Limanlarının Modernizasyonu,  bu çerçevede Rıhtım Şirketi ile yapılan Mukavelenâme doğrultusunda Kireç İşkelesi ve çevresi yıktırılarak Antrepo, Mesadet Han, Gümrük binaları vs. yapılar inşa edilmiş. Bu meyanda Kireç İskelesi Mescidi de proje uygulamaları aşamasında 1907’de tamamen yıktırılır.

 

 




 

 

Şehir tarihi araştırmaları antik kentlerden çağdaş kentlere kadar

ilk yerleşimlerin su kenarlarında oluştuğunu gösterir. Dolayısıyla

kentlerin gelişmesinde ve dünya ile entegrasyonunda liman işlevi

özel bir fonksiyon olarak öne çıkar. Limanlar, 19. yüzyıl öncesinde

sadece ticaretin değil, sosyal yaşamın da fonksiyonel mekânları haline

gelmişti. Hızla sanayileşen kentlerde liman alanları ve kıyılar

giderek sanayinin ve sanayiye bağlı küçük ve orta ölçekli imalathanelerin,

tersanelerin, depoların ve ambarların yer aldığı alanlara

dönüştü. (Dilek Erden, “Haliçte Dönüşüm ve Tarihsel Süreklilik”, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, http://www.obarsiv.com/e_voyvoda_0809.html (Erişim 28.06.2016).

 

Osmanlı döneminde İstanbul’da modern bir liman inşasını

zorunlu hale getiren gelişmeler 19. yüzyıl ortalarından itibaren ortaya

çıktı. Buhar çağı ile birlikte gemi teknolojisindeki değişim, hem

şehir içi yolcu kesafetini5 ve hem de uluslararası ticaret trafiğini artırmış,

liman bölgesi6 içinden çıkılamaz bir keşmekeş içine düşmüştü.

Limanda mevcut bir kısmı ahşap, iskele ve rıhtımlar artan trafik karşısında yetersiz kalmış7, zamanla kapitülasyon sahibi devletlerin

talep, şikâyet ve baskılarının artmasına sebep olmuştu (Ali Fuat Örenç, Modern İstanbul Limanı’nın İnşası Sürecinde Galata ve Eminönü Semtlerinde Kentsel Değişim)

 

İstanbul limanın modernizasyonuna dair ilk ciddi gelişme

1879 yılında yaşanmıştır. Padişah fermanına istinaden, aynı zamanda

Osmanlı Fenerler İdaresi imtiyaz sahibi Fransız asıllı Osmanlı vatandaşı

Marius Michel (Mişel Paşa)’e rıhtım inşası projesinin verilmesi

uygun bulunmuştur. Hatta imtiyaza dair mukavele ve şartname

taslakları oluşturulup müzakerelere başlanmıştır. Bu projeye göre

Eminönü tarafında Sirkeci ile Unkapanı, Galata yönünde Azapkapı

ile Tophane arasında boydan boya uzanan rıhtımlar inşa edilecekti.

Mişel Paşa, bu ilk teşebbüsünde İstanbul rıhtımı inşa ve işletim

imtiyazını 70 yıllığına almış oluyordu. Ancak bu ilk teşebbüs akim

kalmıştır11. Haliç dâhilindeki akıntı ve çamurlu zemin karşısında

çıkacak yüksek inşaat maliyetine müteahhitlerin yanaşmaması; liman

işletmesini üstlenecek şirketin ve rıhtımların zamanla İngiliz

etkisine girmesi endişesi karşısında bürokrasinin tereddütleri

olumsuz sebepler arasında öne çıkmıştır….

 

 

Bu başarısız teşebbüs akabinde limanda sorunlar artmaya

devam etmiştir. Nitekim aynı tarihlerde İstanbul Liman Reisi rıhtımlara

dair bir mütalaasında limanın kifayetsizliği nedeniyle gemilerin

rıhtıma yanaşamadığını, yükleme ve indirme yapılamadığını vurgulamaktaydı.

Ayrıca liman trafiği yoğundu ve bekleme alanı yeterli

değildi. Reis, her gün rıhtımlara gelip-giden posta ve yolcu vapurları

ile yelkenli gemi ve kayıkların bekleme yapma, yük alıp boşaltmalarına;

geriye manevra kabiliyeti olmayan İdare-i Mahsusa ve Şirket-i

Hayriye vapurlarının seferlerine; kayık iskeleleri ve posta vapurları

arasında insan ve eşya taşıyan mavna, salapurya, sandal, ufak piyade

kayığı ve benzeri küçük deniz taşıtlarının seyrüseferlerine limanın

yeterli olmadığını dile getirmişti“ (Ali Fuat Örenç, Ibid.)

 

Bu çerçevede yapılan yıkımlarda, Kireç iskelesi ve Mescidi de yıktırılmış ve yerine Mes’adet Hanı yaptırılmıştır.




 

BOA

İ.DUİT

33/1

29/R/1323

 

Bâb-ı Âlî

Dâire-i Sadâret-i Uzma

Divân-ı Hümyun

Aded 15

 

Dersaâdet ve Galata cihetlerinde inşâsı muktezi Gümrük dâirelerinden dolayı Rıhtım Şirketi ile tahaddüs eden ihtilâfâtın hal ve tesviyesi zımnında Dâire-i Rusûmât’ta müteşekkil komisyondan tanzim ve harita ve müteferri’âtı evrâk ile Bâb-ı Âlî’ye takdim kılınan mazbata üzerine Meclis-i Âlî-yi Vükelâ-yı Fihâmda ittihâz kılınan karar veçhiyle ifâ-yı muktezâsı hususuna bilistîzân 17 Rebiülevvel sene 1323 ve 9 Mayıs 1321 Tarihinde mucebince irâde-i seniyye-i hazret-i pâdişahî şerefmüteallik buyurulmuş olmağla mezkûr mazbatalarla evrâk-ı sâire aynen kuyûd odası sicillâtına kayd olunarak leffen takdim kılındığını mübeyyin işbu müzekkire, Bâb-ı Âlî müdîrliğine i’tâ kılındı. Fi 29 Rebî’u’l-âhir Sene 1323 ve Fi 20 Haziran Sene 1321

Mühür: Divân-ı Hümâyun

 







Rusûmât Emaneti

Mektûbî Kalemi

Aded: 530

 

Ma’rûz-i Çâker-i Kemîneleridir ki,

Vâsıl-ı desti ta’zîm olan 18 Teşrîn-i Evvel Sene 1320 Tarihli tezkire-i sâmiye-i cenâb-ı sadâretpenâhîlerinde, Dersaâdet ve Galata cihetlerinde inşâsı muktezi Gümrük dâirelerinden dolayı Rıhtım Şirketi ile tahaddüs eden ihtilâfın fasl u tesviyesi zımnında bâ irâde-i seniyye-i hazret-i hilâfetpenâhî riyâset-i âcizânemde teşkili emr u irâde buyurulan komisyon dâire-i emânetde bi’d-defeât birleşerek ve bu işe müteallik bilcümle evrâk ve haritalar mütalaa ve erkân ve me’mûrîn-i rusûmiyeden ahz-ı izahât ve Rıhtım Şirketi vekili Mösyö Garana ile de teâti-yi efkâr edilerek icrâ olunan tedkikât ve müzâkerâtın netâicini hâvi tanzim kılınan mazbata melfûfâtı olan bir ve iki numaralı iki ve Eminönü ile Sirkeci taraflarında istimlâk olunacak mahalleri şıkka şıkka gösterir üç numaralı diğer iki harita ve vergi kayıdlarına kıyem-i muharreriyesine dâir bir kıt’a cedvel ve Şirket vekilinin Fransızca mektubu ve tercümesi suretleri ve suver-i tesviye-i ma’rûzanın Emânetin ve Şirketin müddeayâtıyla ve mukâvelenâmeye  merbût  “A”  işâretli haritadaki erkâm ile mukâyese-i netâicini muhtevi tanzim olunan diğer bir cedvel ile beraber takdim kılınmış olmağla ol bâbta emr u fermân hazret-i veliyyu’l-emrindir.

Fi 23 Zilhicce Sene 1322 ve Fi 15 Şubat Sene 1320

Rusûmât Emini

Hasan Hilmi

 

 




Bâb-ı Âlî

Dâire-i Sadâret

Amedi-yi Divân-ı Hümâyun

81

 

Devletlu Efendim Hazretleri

 

Dersaâdet ve Galata cihetlerinde inşâsı muktezi Gümrük dâirelerinden dolayı Rıhtım Şirketi ile tahaddüs eden ihtilâfın fasl u tesviyesi zımnında bâ irâde-i seniyye-i cenâb-ı cihânbâni rusûmât emîni devletlu paşa hazretlerinin riyâsetinde müteşekkil komisyondan tanzim ve müteferri’atıyla beraber emâne-i müşarun ileyhadan tesyir olunan mazbata Meclis-i Mahsûs-ı Vükelâ’da lede’l-mutala’a cereyan eden müzâkereye tevfikan kaleme alınan mazbata melfûflarıyla beraber arz u takdim olunmağla ol bâbta her ne veçhile irâde-i seniyye-i cenâb-ı hilâfetpenâhî müteallik ve şerefsudûr buyurulur ise mantûk-ı münifi infâz edileceği beyanıyla tezkire-i senâveri terkim kılndı efendim.

Fi 8 Muharrem Sene 1323 Fi 3 Mart Sene 1321

 

Sadrazam

Ferid

 

Ma’rûz-ı Çâker-i Kemîneleridir ki,

 

Resîde-i dest-i ta’zîm olan işbu tezkire-i sâmiye-i sadâretpenâhîleri ve melfûfâtıyla Meclis-i Mahsûs-ı Vükelânotası manzûr-ı âlî buyurularak mucebince irâde-i seniyye-i hazret-i hilâfetpenâhî şerefsudûr buyurulmuş ve ol bâbtaki Meclis-i Vükelâ mazbatasına dahi hâmiş terkîmiyle tebliğ kılınmış olunmağla ol bâbta emr u fermân hazret-i veliyyu’l-emrindir.

17 Rebî’ul-evvel Sene 1323   Fi 9 Mayıs Sene 1321

 

Serkâtib-i Hazret-i Şehriyârî

Tahsin

 

Bibliography

 

Ayvansarâyî, Hafız Hüseyin, Hadîkatu’l-Cevâmi’, Yazma, Topkapı S. K., H.1568; 96b; Hattat Mustafa Râkım Nüshası; İst. Üniv. Mrkz. Kütüp. TY. 8872. 1231: 121b; Mütercim Asım Tashihli Nüsha, İst. Üniv. Mrkz. Kütüphanesi, TY. 8868. 1233/104b; Matbu Nüsha, 1281: 1/241; A. Nezihi Galitekin Yayını, 2001:330

Bilgili, Nazire, 2016. İstanbul Limanlarının Modernizasyonu: Dersaadet Rıhtım ve Anadolu Demiryolları Şerketlerinin İnşa Faaliyetleri (1890-1934) . Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi-Fen Bilimleri Fakültesi. Mimarlık Anabilim Dalı Mimarlık Tarihi Programı. Ekim 2016

Mehmed Ziyâ, 1336. İstanbul ve Boğaziçi, Dâru’t-Tibaati’l-Âmire, İstanbul

Osmanlı Arşiv Belgeleri:

C.EV

92/4573

29/Za/1178

 

113/5647

 

24/Ra/1219

 

AE. SMST.III

202/15868

13 R. 1173

 

İ.DUİT

33/1

29/R/1323

 

Örenç, Ali Fuat, Modern İstanbul Limanı’nın İnşası Sürecinde Galata ve Eminönü Semtlerinde Kentsel Değişim, Osmanlı İstanbulu IV İçinde

Öz, Tahsin, 1997. İstanbul Camileri, 3. Baskı, TTK Yayınları, Ankara



 



















  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Yorumlar

Popüler Yayınlar