AHMED SERVET BEYBABA
Ahmed Servet Beybaba, Kırklarelili olup, zuamadan [zeamet
sahiplerinden] şair Abdüsselâm Bey’in oğludur. Doğum tarihi 1261’dir. Vâhit Lutfi Salcı’ya göre, Abdüsselâm Efendi, Zuamdan
[ze’âmet Sahiplerinden] Mehmed Bey’in oğludur. 1235 senesinde Kırkkilise’de doğmuş, 20’li yaşlarda Akka
muharebesine katılmış olup, zabtiyelikle tavzif olunmuştur. 1310 yılında yetmişbeş yaşında iken vefat etmiştir. Selâmî
mahlası ile yazdığı bazı şiirler varmış. [Salcı,Vâhit Lutfi, Yeni Türk Mecmuası, 1939: 77: 170-172]
Medrese tahsili görüp; Kırkkilise [Kırklareli] müftüsü Süleyman
Efendi’den Arapça, Hasibi adlı şairden ise Farsça dersleri almıştır. 1287 yılında, ünlü Bektâşî babası Kırklarelili Tevfik Beybaba’nın
kızı Hürmüz Hanımla evlenerek ona damat olmuştur. Kırklarelili [Kırkkiliseli]
Tevfik Beybaba, aslen Kırım’ın Bahçesaray kasabasına bağlı Özenbaş köyünden
olup, Kırım savaşı sonrasında İstanbul’a muhaceret etmek zorunda kalan Hacı
İsmail Ağa’nın oğlu olup, 1252/1835 tarihinde, İstanbul Şehzadebaşındaki aile
konağında dünyaya gelmiştir.
1300 tarihinde Merdivenköy Şahkulu Sultan Dergâhı postnişîni ünlü
Mehmed Ali Hilmî Dedebaba’dan babalık icâzeti almıştır. 1296’dan 1312’ye kadar Kırkkilise mukavelât muharrirliğinde
bulunmuş olup istifa etmiştir. 3 Mart 1313 tarihinde Kırklarelinde zatürree’den
ölmüştür. Ahmed Servet Beybaba’nın ölümü üzerine, Kayınpederi, Tevfik Beybaba,
Servet Beybaba’nın oğlu ve kendi torunu Muhiddin [Özenbaş] Bey’e şu mektubu
göndermiştir:
Kurretu’l-‘Aynım Oğlum
İnsan bu ferâmûşhâne-i bîsebatta bulundukça kaza ve belâdan masûn
olamaz. Merdân-ı Huda, belâya, sabr ile tahammül eyler. Her halde sâbırînden
ol, evlâdım.
Oldukça ârif ve halûk adamlarla görüşmek
lâzımdır. Kem mâye adamlar, insanı, cemi’ zamanda, bed-ahlâk eder. Allah’ın
mahlûku ebnâ-yı cinsinden merhamete lâyık olanlardan lütuf diriğ etme.
Büyüklere hürmet küçüklere izzet eyle. Müşaveresiz iş işleme. Sâdık ahbâbın kusur
ederse afv ile muamele eyle. Tâlib-i Hakk ol. Yalan söz, indinde küfür olsun.
Her işittiğine inanma, hakikatinr vâsıl
olmayınca. Her gördüğün, bilmediğine itimad etme, mücerrebin olmadıkça. Esrar-ı
Hakk’a âşina olmaya cehd ederseniz âgâh-ı hakikat olabilirsiniz.
Nâmusunu deynine tercih et. Pederini rahmetle
yâd eyle. Mâderine hürmetsizliği hatırına bile getirme. Zevceni nâhak yere
gücendirme. Sonra benim gibi pişman olmayasınız.
Ehl-i itikâdtan olan hem-sâyene, akrabana muavin
bulun. Ceddin emsâli hadîd olma, pederin gibi halîm ol. Hilm söyle, ibretle
nazar eyle. Mü’min ol da Allahu Ta’alâ’yı kalbinde mevcud bil. Rehberin Hakk
olursa hiçbir zamanda gümrâh-ı tarîk olmazsın. Zaman buldukça mütalaa eyle.
İlim insana elbet inşirah-ı kalb verir. Âl-i Beyt-i Resulullah’a muhibb ve
sâdık ol da dünyada ve âhirette yüzün ak, kevâkib-i ikbâlin berrak olsun,
oğlum.
Ve’s-Selâmu ‘ala men ittaba’a’l-Hüdâ
20 Temmuz 1313
Ceddin
Mehmed Tevfik
[Bu mektubun bir suretini bize Edirne’den
yollayan, Servet Beybaba’nın torunlarından Sayın İlhan Özalp’a teşekkürlerimizi
bildiririz.]
Bir hayli şiir ve nefesleri olmasına karşın bugün çok azı eldedir.
Şiirlerinde Servet mahlasını kullanırmış. Kerbelâ Vakasını anlatan manzum, 241
beyitlik Nevha-i Dil adlı 32 sahifelik bir maktelnâmesi basılmıştır.
[Nevha-i Dil, Nâzımı: Kırkkilise Mukavelât
Muharriri Ahmed Servet, Kasbar Matbaası, İstanbul 1311/1895] [Bu eser yazar tarafından Latin
harflerine aktarılmış olup DİVANPOST'ta yayınlanmıştır. bkz. SANAT,
TARİH kategorileri-editör.]
Bundan başka şairin ‘Müntakim’ adlı
tiyatrosuyla, ‘Racî’ adlı romanı o dönemde baskıya hazırlanmışsa da şairin
ölümüyle basılmadan kalmışlardır. Eşi ve Tevfik Beybaba’nın kızı Hürmüz Hanım
da onun gibi güçlü bir şair idi. Hürmüz Hanım 13 Ağustos 1329/26 Ağustos 1913 tarihinde vefat etmiştir. Oğlu Muhiddin
[Özenbaş] ise 1942 yılında vefat etmiş olup, Edirne’nin
Ulukonak köyüne defnedilmiştir. [Vâhit
Lutfî Salcı, Servet Beybaba; Halk Bilgisi Haberleri Dergisi, Sayı 81, Temmuz
1938; Vâhit Lutfî Salcı, Türk Alevi Kadın Şairleri:3 Hürmüz Hanım, Varlık
Dergisi, Sayı 189, 15 Mayıs 1941]
Galata Mevlevihânesi’nde yer alan [2006'dan itibaren Süleymaniye kütüphanesine
taşındı.] C. Server Revnakoğlu arşivinde ise Servet Beybaba hakkında
şunlar yazılıdır:
Servet Beybaba
Kırklareli’nde yetişmiş kuvvetli Bektâşî
şairlerindendir. Adı Ahmed Tevfik idi. Kırklareli’nin tanınmış şair ve
alimlerinden Tevfik Baba’nın şair kızı Hürmüz Hanım ile evlenerek, ona damat
olduktan sonra Servet mahlası almış ve bu suretle Tevfik Bey Baba gibi değerli
bir Bektâşî babasına damat oluşunun kendisine manevi bir servet değerinde
olduğunu bildirmek istemiştir. Kırklarelili Tevfik Beybaba, Mason Bektâşîlerin
önde gelenlerindendir. Masonluğa girişi Hicri 1275 tarihindedir. Bu
tarihli, masonluğa giriş belgesinin ceylan derisi üzerine yazılı olduğu ifade
ediliyor. [Salcı, Vâhid Lutfi,
Damla mecmuası, 1941:89; Gölpınarlı, Sungurbey,1966: XXVIII; Noyan, 2002: 180] 1312 tarihinde, Ezân-ı Muhammedî’yi tahkir
ettiği gerekçesiyle Trablusgarb’a sürülmüş, 2 Teşrin-i Evvel 1313/15 Ekim 1896 tarihinde burada vefat etmiştir. [Salcı, Vâhid Lutfi, Damla Mecmuası, 109]
Kendi babası Abdüsselâm Efendi de, Selâmî
mahlaslı manzumelerinde, eski Dîvân edebiyatı yolunu devam ettiren kudretli bir
şairdi.
Güzel saz çalan, güzel sesi ile nefesler okuyan,
hafızasında birçok masallar bulunan Servet Beybaba’nın vücuda getirdiği şiir ve
nefesleri derlenip bir araya getirilememiştir. Yalnız, Kerbelâ vak’asını
anlatan Nevha-i Dil, ismindeki 32 sahifelik küçücük kitabının 1311 tarihinde, İstanbul’da Kasbar Matbaası’nda bastırılmış
olduğunu biliyoruz. 241 beyit tutan Nevha-i Dil mersiyesinin son beyti şöyle
bitiyor:
Nar-ı mâtemle yakıp cân ve ciğer dağlayalım
Anıp ol vakıayı haşre kadar ağlayalım
Bektâşîliğe girip, İstanbul’da Dedebaba ile tanışıp; onun sevgi ve
teveccühünü kazanarak 1300 yılında ondan babalık icâzeti almış
bulunan Servet Bey’in Bektâşî Babalığı da çok sempatik geçmiş, kendi çevresinde
olduğu kadar Bektâşîlik âleminde de olgun bir mürşid olarak tanınmış, sevilmiş,
herkesin kalbini kazanabilmenin bahtiyarlığına erişmişti.
Servet Beybaba, 1296’dan 1312 tarihine kadar Kırkkilise’de mukavelât
muharrirliğinde bulunmuştur. Sonra arzusuyla ayrılarak evine çekilmiş ve 1313 yılında Mart ayının 3’üncü günü zatüree’den göçmüştür. 1261’de doğduğuna göre vefatında henüz 52 yaşında bulunuyordu.
Yukarıda ismini verdiğimiz refikası Hürmüz Hanım da şair idi. [Revnakoğlu Arşivi, Dosya No: A148]
KAYNAKLAR
Özalp, İlhan, 2003. Doğu Trakyalı Eski
Kahramanlar Ve Onlardan Biri, Basılmamış Tarihi Roman
Özenbaş, Muhiddin, Arizbaba ve Kanberbaba
Çiftliklerinin Tarihçeleri, Yeniden Düzenleyen İlhan Özalp.
Revnakoğlu, Cemaleddin Server, Revnakoğlu Arşivi
[Galata Mevlevîhanesi’nde] No:B 148
Salcı, Vâhit Lütfî, 1938. Servet Beybaba, Halk
Bilgisi Haberleri Dergisi, Sayı: 81, Temmuz 1938
Salcı, Vâhit Lütfî, 1941. Alevî Kadın
Şairleri:3: Hürmüz Hanım, Varlık Dergisi, Sayı:189, 15 Mayıs 1941
Salcı, Vâhit Lütfî, 1939. Selâmî, Yeni Türk
Mecmuası, Sayı 22, 1939
Salcı Vâhit Lütfî, Tevfîk Beybaba, Damla
Dergisi.
Salcı, Vâhit Lütfî, Hürmüz Hanım, Damla Dergisi.
Yüksel, Müfid, 2002. Bektâşîlik Ve Mehmed Ali
Hilmî Dedebaba, Bakış Yayınları, İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder